Haber

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz: Kamu emekçilerinin mücadelesi toplumsal değişimin öncü gücü olacak

KESK Genel Kurulu’nda CHP Enerji ve Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz; “Ekonomik krizin derinleştiği, adaletsizliğin hüküm sürdüğü ülkemizde kamu emekçilerinin mücadelesi toplumsal değişimin öncü gücü olacaktır. Er ya da geç emek kazanacak, insana yakışır bir yaşam kazanacak, biz kazanacağız, hep birlikte kazanacağız” “dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz; KESK’in Ankara’daki 11. Olağan Genel Heyeti’ne katıldı. Yavuzyılmaz şunları söyledi:

“Ülkemiz son yıllarda ekonomik krizin derinleştiği, işçilerin yaşam koşullarının giderek zorlaştığı bir dönemden geçiyor. Bu krizin en ağır sonuçlarını da kamu çalışanları yaşıyor ve en ağır faturayı ödemek zorunda kalıyor. Enflasyon artıyor. Gıda ve barınma maliyetleri artıyor. Düşük fiyatlar, iş garantisi Bunlar gibi eksiklikler kamu çalışanlarının hayatlarını da olumsuz etkiliyor. KESK çalışanları mobbinge, ağır baskıya maruz kalıyor ve neredeyse hepsinin hak temelli olduğunu biliyoruz. Talepler dikkate alınmıyor. Bu süreçte ve bu sorunlarla mücadelede gösterdiğiniz dayanışmayla KHK nedeniyle mağduriyet yaşayan üyelerinizi yalnız bırakmadığınızı biliyoruz. KESK’in ne kadar değerli bir konum ve misyona sahip olduğunu da görüyoruz.

Milletvekili olduğum dönemde KİT Komisyonu’nda ve Meclis’te görev yaptım. Satın almaya devam ediyorum. KİT Kurulu nedir? Kamu İşletmeleri Kurulu anlamına gelir. Devlet kurum, kuruluş ve şirketlerini denetleyen komite. Bu denetimlerde Türkiye’de devlete bağlı kurum, kuruluş ve şirketlerde çalışanlara ne kadar baskı uygulandığını, kararlarda ne kadar büyük bir liyakatsizlik yapıldığını bizzat görüyoruz. Denetimlerde Sayıştay raporları var. Sayıştay bir denetim makamıdır. Her ne kadar bu raporlar son yıllarda filtrelenmiş olsa da segmentle tüm bağlarını kurmuş durumda; Yolsuzlukları, usulsüzlükleri ve kamu zararlarını ortaya çıkarıyoruz. Daha sonra belgelediğimiz yolsuzluklarla ilgili suç duyurusunda bulunuyoruz.

Ne diyoruz? AK Parti iktidarının Türkiye’de beceriksizliği ana yöntem olarak tespit ettiğini ve uyguladığını söylüyoruz. Kuyu; Partizanlık yapıyor. Bizim dışımızdaki resmi makamlar ne diyor? DHMİ’nin resmi kontrol raporu. Raporda, DHMİ’de personel istihdamının organizasyon ve istihdama ilişkin siyasi etkilere açık olduğu belirtiliyor. Bu resmi bir belge. Bu durum kendi belgelerinde bile belirtilmektedir.

Yine Sayıştay Kontrol Raporundan, bu kez Devlet Demiryolları Taşımacılık Anonim Şirketi Kontrol Raporundan… Diyor ki; ‘Terfi Yönetmeliğine göre atamaların sınavsız yapıldığı müdürlükler, atamaların ise inceleme yoluyla yapıldı…’ Çalışan listeleri var. Her biri sınavsız atandıkları yerleri sınavla atanacakları yere geçiş için basamak olarak kullanır ve edindikleri bilgilerle şube müdürü, şube müdür yardımcısı olurlar. Onlar kim? Bunlar, AK Parti’nin ikiye böldüğü emekçiler arasında, AK Parti’ye koşulsuz ve kuralsız destek veren vasıfsız ekiplerdir.

Aslında liyakatli, nitelikli ama AK Parti’nin düşman olarak gördüğü kadrolar nerede? Sürgündeler. 52 resmi raporda; Öncelikle hepsi Kabul Müdürü olarak atanıyor. Sayıştay raporuna konu olan Devlet Demiryolları Müdürlüğü’nün tüm müdürlüklerinde çalışanların yarısının Kabul Müdürü olduğunu düşünürsünüz. Ancak bir gün sonra, bir hafta sonra hepsi hullah aracılığıyla atandı.

Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü, yine AK Partili fanatik bürokratları misafirhane müdürlüğüne atadı. Daha sonra tekrar şube müdürlüğü veya çeşitli milletvekilliği görevlerine getirerek bu beceriksizliği yapıyorlar.

Bir yandan sürgündeki kamu çalışanları ve KESK her birinin hakkını savunma mücadelesi veriyor. İşçilerin sadece özlük hakları ve maaşları değil; Aynı zamanda bu işyerlerinin ve kurumların doğru yönetilip yönetilmediğini de biliyorlar ve aynı zamanda bunu düzeltmek için çabalayanların her biri birer kahraman…

Bir yandan ezilen, yok edilmeye çalışılan kamu emekçilerini sorgulayıp düşünen; Vatandaşların vergilerinden oluşan Hazine, başka yerlerde korunan ve kollanan lüks ve gösteriş içinde kullanılıyor ve harcanıyor; Devletin tüm olanaklarından yararlanan AK Partili fanatik bürokratlar…

PTT Bilgi Teknolojileri A.Ş.’nin Sayıştay Raporu. Yüzde 100 PTT’ye ait bir şirket. Bu şirkette çalışan genel müdür ve genel müdür yardımcılarının kendileri için iş sözleşmesi hazırlayıp imzaladığını söylüyor. Şirketin genel müdürü ve genel müdür yardımcılarının üç yıl içinde herhangi bir nedenle görevden ayrılması ve sözleşmelerinin kurum tarafından feshedilmesi halinde; Brüt bedelinin 36 katı tutarında tazminat alacaklar. Ve bu paranın sözleşmeleri feshedildikten bir hafta sonra ödenmesi gerekiyor. ‘Şirket; Çalışanın, ahlak ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak hırsızlık yaptığı veya güveni kötüye kullandığı durumlarda, çalışanla olan sözleşmesini feshetse dahi bu cezayı ödemek zorunda kalacaktır.’ Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarının kendileri için hazırladıkları iş sözleşmesidir. Bir de şunu düşünelim; Sürgün edilenler, işten çıkarılanlar, kamu çalışanları…

‘Üç yılın bitiminden bir gün önce bile işçinin sözleşmesi feshedilse aynı durum ortaya çıkar’ diyor. Hırsızlık nedeniyle iş sözleşmesi feshedilse dahi ceza olarak son brüt ücretin 36 katı ödenecek.’ DSÖ? AK Parti’nin fanatik, partizan bürokratına. ‘Aslında sözleşmesi feshedilen bir genel müdür yardımcısına 36 ay boyunca brüt toplam 847 bin 532 lira tazminat ödendi’ diyor. Eğer bu 2019 olsaydı, yani 2024’ün başı; Bir yıl çalıştı ve gitti; 4 milyon 250 bin liraya karşılık gelen meblağ ödendi. Çünkü bir yıl çalıştı.

Beş kişi bu şekilde tazminat aldı… Bu kişilerin sözleşmelerini kim feshedebilir? Tabii ki yönetim kurulu karar veriyor. Bu tazminatı alan beş kişiden üçü aynı zamanda yönetim kurulu üyesidir. Yani birbirlerinin iş sözleşmelerini feshetmeye, vatandaşların haklarını ihlal etmeye çalışıyorlar. Belgeledik, araştırdık, tespit ettik ve suç duyurusunda bulunduk.

AK Parti’nin hukuksuzluklarını, yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini anlatacak olsak bir gün yetmez, yıllar yetmez. Burada KESK’in çok önemli bir rolü var. Amasra’daki grizu felaketinin sorumlularını tespit ederken aynı zamanda bir daha yaşanmaması için nedenlerini ortaya çıkarmaya çalışırken; KESK’in birliğinden ilgili iş kolunda çok faydalandık. Birlikte omuz omuza mücadele ettik. Kurumların içinden bilgi almak da bizim için çok değerli. Siyaset yapan sistemler için çok değerlidir. Bu noktada KESK’in yeri doldurulamaz bir misyona sahip olduğunu vurgulamak isterim.

KESK; Kamu çalışanlarının hak ve çıkarlarını savunmaya çabalarken, kamusal ve toplumsal konuların analizine de büyük katkılar sağlamaktadır. Ekonomik krizin derinleştiği, adaletsizliğin hüküm sürdüğü ülkemizde kamu emekçilerinin çabalarının toplumsal değişimin öncü gücü olacağına inanıyoruz. Er ya da geç; Emek kazanacak, insanca bir yaşam kazanacak, biz kazanacağız, hep birlikte kazanacağız.”

haber-gemerek.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu